Beklemek!

Hiç bir şey dün kadar masum, bugün kadar acımasız ve yarın kadar da anlamsız değildir.

Her giden, istisnasız geri gelir unutma kul!

Gelirler emekleye emekleye, sürüne sürüne, zeytin dalı isterler senden. Nefretlerini gururlarına sıkıştırıp boğazlarında düğümler de gelirler.

Gözyaşları kadar masum olmaya çalışırlar, bir tek gözyaşına hasret sevda kokusunu dilenirler. Sonra bir dilenci kadar mağrur; beğenmeyip seni senle kıyaslarlar.

Lakin;

Becerebilirsen susmayı kazanırsın o vakit ve her daim gitmek yerine tercih edersen kalmayı!

Beklemeyi seçmek ahmaklık ama geleceğini unutmak da!

Bıraktığı şekilde bulmuş gibi davran ve sil gözyaşlarını da!

Sen sus! Her şeye sus!

Ciğeri yansın! İçi parçalansın! Silinene kadar gururu, dönüşüne kadar nefreti pişmanlığa, aman verme!

Verme ki; erisin! Bitsin aşkına!

Bir tek kelimene satırlar dökülsün. Satırlara bir tek kelimen yetsin!

Anlamlı soru işaretlerini anlamsız yerlere bırak!

Bırak ki; yokluğunda farketsin, koşarak gelmek için can atsın!

Yanlış bildiklerine, doğru bildiklerinin arasında cevap ver.

Ver ki; doğrularında yanlışlarını keşfetsin.

 

Sonra dönüp de ki;

“Benim aradığım aşk, sevda sahrasında gül aramak gibi imkansız. Lakin, yağmur kokusu kadar umut dolu.”

 

İ. Oğuz Müslüman.